3 Temmuz 2012 Salı

Oyunun ayirt edici ozellikleri

-Oyun oynamak eglencelidir. Cocuklar oyun oynayarak sizinle iletisime gecmeye baslar. Bazen oyun bittiginde ne yapacaklarini bilemezler. Ama seansin sonunda cocuklar genellikle mutludur. Cunku oyun oynamak eglencelidir ve cocuklar bu yuzden geri donmek isterler.
-Oyun gercek disidir.Cocuk oyunda super kahramanda olabilir, bebegini oldurebilir de. Ama bu demek degilki cocuk siddete egimli ve diger cocuklardan cok farkli.Cocuk, oyun dunyasinin sinirsizligini kullanmakta ozgurdur.
-Oyun esnektir. Cocuk butun hayal dunyasini ortaya koyar. Bazen oyuncaga bile gerek yoktur. Cocugun hayal dunyasi  oyun oynamak icin yeterlidir.
-Oyun aktiftir. Cocuk bir oyundan digerine gecebilir. Cocugun hayal dunyasi icinde oradan oraya savrulabiliriz.
-Oyun tatmin edicidir. Cocuklar oyunla dunyayi yani gercekligi manipule etmeyi ogrenirler. Boylelikle ihtiyaclari karsilanir.
-Oyun gonulluluk uzerine kuruludur. Bir cocuga zorla istemedigi bir oyunu oynatamazsiniz. Ama mutlaka oynamak isteyecegi bir oyun olacaktir. Bunun da cocugun ic dunyasinda bir anlami vardir.
Asli Cennet Yalim

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Oyun Terapisine Giris

  Bir cocugun kisiligini gizlemeyi ogrenmesi icin cok gelismis olmasi, samimiyetten uzak olmasi icin de cok sey ogrenmis olmasi gerekir. Ludwig Wittgenstein

  Iste bu gizli dunyaya ulasmanin tek yolu oyundur cocuklarin dunyasinda. Terapistlerin hep yanlis yaptigi nokta herseyin sebebini bulmak icin acgozlu olup gozunun onundeki seyi gormeyip detaylarda kaybolmalaridir. Yani genellikle sorun sessiz ve alici olamamaktir. Ozellikle soz konusu cocuk olunca sorulari ve aciklamalari pespese siralariz.Bence cocuga soru sormak yasaklanmali, bu da cocuk psikolojisini anlamakta temel yaklasim olmali. Soru sormayacagiz, aciklama yapmayacagiz, odul-ceza da olmayacak peki nasil anlayacagiz cocuklari ve nasil yardim edecegiz?  O olacagiz yani onun kadar oyun oynamaktan mutlu olup, onun kadar sorgulamadan kabul edecegiz cevremizde olup biteni. Oyun terapisi egitiminde en cok sevdigim ve cok sey ogrendigim cumle suydu. " Ne kadar cocuklar kadar sapsal olmayi basarabiliyorsaniz,  o kadar basarili bir terapist olabilirsiniz. " Yeri gelince duvarlari da boyayacaksiniz, yuzunuzu ve sesinizi sekilden sekile de sokacaksiniz, cocuk gibi kuseceksiniz de, yerlere yatip guleceksiniz de. Yapmaniz gereken sadece  cocuk olabilmeyi basarabilmek. Oteki taraftan ayaginizda apartman topuklu ayakkabilariniz, ve takim elbisenizle oyun terapisti olamazsiniz.
Hadi gel birlikte oyun oynayalim mi derken uzattiginiz el; onu anlamayan ogretmenin elinden veya eve hergun yorgun ve mutsuz gelen babasindan ve annesinden farkli bir el olmali. Onunki gibi bir el gibi gozukmeli cocuga; oyun hamurlarini yogurmaya hazir veya oyuncak bebegine biberon tutacak kadar kucuk bir el gibi.
   Oyun oynamak cokta zor gibi gelmiyor kulaga ama aslinda o kadar zorki yetiskinler icin. Yine baska bir egitimde anne babalarin cocuklariyla oyun oynamalari kaydedilip izlettirilmisti. Hirs yapip cocugunu yenmeye calisan babami dersiniz yoksa cocuguna surekli direktifler verip oyunu sozlu sinava ceviren anne mi istersiniz. Zaten gunde yarimsar saat anne baba olarak cocuklarla oyun oynansa bircok problemin onune de gecmis olunacak.
   Gelmek istedigim nokta oyun terapisi teknikleri ogrenmenin tek basina yeterli olmadigini anlatmaya calismaktir. Siz gidip en iyi oyun terapistinden en iyi teknikleri ogrenmis olabilirsiniz ama asil nokta gercekten oynadiginiz oyunun icine girebilip, 6 yasindaymis gibi barbie bebekleri giydirip gezmeye goturmeye basarmak ve bu oyunu butun bir seans boyunca sikilmadan oynayabilmek. Cunku 6 yasindaki bir kiz cocugu biraksaniz 2-3 saat araliksiz bu oyunu oynayabilir. O istiyorsa siz de oynayacaksiniz.Oyun terapisinde zamani askiya alacaksiniz. Tekrarlanan oyunlar, takilip kalinan rutinler size cocugun ic dunyasina dair tuyolar verecektir. Bu anlari yakalamanizda terapist kimliginizin basarisidir.
   Bundan sonra adim adim tekniklerden bahsedecegim. Bugunluk sadece oyun terapistinin nasil olmasi gerektigine dair bir giris yapmak istedim.

30 Haziran 2012 Cumartesi

29 Ekim 2011 Cumartesi

Duyarsizlas(tiril)ma

Davranisci terapi deyince aklimiza ilk gelen Pavlov'un kopegi ve onun sartlanmasidir. 1900lerin baslarinda Ivan Pavlov klasik sartlanmayi bir kopegin salgisiyla bize kanitlamistir. Ne kadar buyuk bir bulustur psikoloji icin bu deney. Bu deneysel calismanin onculuyle bircok deneyler yapilmis ve sirasiyla davraniscilik(behaviorism), modeling terapi, duyarsizlasma, operant sartlanma, kademeli rahatlama teknikleri ve sonrasinda kognitif davranisci terapiler ortaya cikmistir. Su an gunumuzde bunlarin kanitlanmasi ve bilimsel gercekleginin ortaya atilmasi bence hicte zor degil. Ornegin duyarsizlasmayi (desensitization) ele alalim. Nedir duyarsizlasma? encok anksiyete ve fobilerde kullanilan exposure terapi yani maruz birakma yontemiyle kisilerin korku nesnesine karsi duyarsizlasmasini saglamaktadir.
Gelelim gunumuze; biz yillardir oyle seylere maruz birakiliyoruzki basamak basamak duyarsizlasmayi her gun, her dakika yasiyoruz. Bir goruntuye her gun maruz birakilirsaniz, bir haberi her gun duyarsaniz, verilen sozlere hergun inanmak isterseniz hepsi ama hepsi artik hayatinizda en yalan gercek olur. Biz toplum olarak artik sehit haberlerini her gun olagan bir durum olarak goruyorsak, biz artik yikilan evleri yapan vasifsiz insanlari televizyonlara cikartip konusturabiliyorsak Pavlov'un kopegi gibi bir zil sesiyle onunde yemek olmadan salya akitan kopekten bir farkimiz kalmamistir. Bir adam cikmis bir tek benim yaptigim ev mi yikilmis diye ulkenin en iyi haber kanalinda dayilaniyorsa biz artik sartlandirilmis kopekten farksiz yasiyoruz demektir. Ne zaman o adam televizyonlara cikmak yerine omur boyu hapis cezasi alacak iste o gun depremden ne kadar cok insan kurtarabildigimizle degil ne kadar az ev yikildi diye gurur duyabilecegiz.

28 Ekim 2011 Cuma

travmalar ulkesi

Son bir haftadir Turkiye'de yasananlar, ust uste gelen travmalar ve bunlara verilen tepkiler kisiden kisiye, gunden gune degisiyor. Deprem Turkiye'yi yine vurdu ve yine psikologlar ile travma yonetimi gundeme geldi.Yasanan bu travma karsisinda insanlara travma sonrasi stres yonetimi(PTSD management), hayat becerileri egitimleri(life skills), duygusal duzenleme( emotional regulation'reactivity) gibi noktalarda yardimci olunacaktir. Bunu yaparken grup calismalarinin buyuk yer tutacagina inaniyorum. Duygular, dusunceler paylasildikca etkisini azaltacaktir.Eklektik bir yaklasimla psikologlar tamamen etkisini yok etmese de, depremin etkisini azaltmaya calisacaklardir. Benim buradan elimden gelen belki de bilimselligi kanitlanmis yaklasimlari psikologlarla paylasmak olabilir. Son yillarda travma sonrasi en cok kullanilan yontem olan Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) ulkemizde de egitimleri verilerek bircok psikologun kullandigi bir yontem olmustur. Yine de EMDR'nin bilimselligini ve kullanim alanlari anlatan linkleri yolluyorum.

http://nrepp.samhsa.gov/ViewIntervention.aspx?id=199

Ayrica EMDR'nin manualini kapsadigi link asagida bulunmaktadir;

http://www.springerpub.com/samples/9780826111197_chapter.pdf

EMDR bu alanda en populer mudahale programidir(intervention) ancak bilimsel olarak kanitlanmis ozellikle cocuklara ve adolesanlara yonelik daha bircok program bulunmaktadir.
Bunlardan biri Trauma-Focused Coping (TFC)dir . 9-18 yas grubu travmaya ozellikle deprem gibi dogal afetleri yasamis cocuklara yonelik bir kognitif davranisci (CBT)yaklasimdir.
Detayli adrese asagidadir;

http://www.cebc4cw.org/program/trauma-focused-coping/detailed

CEBC(California Evidence-Based Clearinghouse) sayfasinda search kismina mudahale etmek istediginiz alani yazdiginizda diger mudahale programlari da ortaya cikacaktir. ( Bu sayfa su anda Amerika'da intervention adina en kapsamli sayfadir)
Intervention arama icin bir diger sayfada sudur;

http://nrepp.samhsa.gov/Search.aspx

Bir digeride travma odakli CBT'dir. Bunun da ayrintili manuali asagidadir;

http://www.nctsn.org/nctsn_assets/pdfs/TF-CBT_Implementation_Manual.pdf

Tabiki bunlar uygulanirken gerekli egitimlerin alinmasi gerekmektedir. Ama biliyorumki bu egitim imkanlari Turkiye'de ya yoktur ya da kisitlidir. Boyle bir durumda calismalara bir isik olmasi amaciyla bu dokumanlari yolluyorum. Bunlarin hepsi internet kaynakli dokumanlardir. Yani kucuk bir arastirmayla ulasabilirsiniz. Ama aramalari Amerika uzerinden yaptigim icin ben daha kolay ulasiyor olabilirim. Bunu bir avantaj olarak gorup meslektaslarimla paylasmayi gorev olarak goruyorum. Biz bize ogretildigi gibi bilgi saklanan bir gelecek olmamaliyiz.Sanki universitede hoca olunca o bilgi o hocanin ozelindeymis gibi kiri kirk yararak ogrenmek artik gecmiste kalmali. Bir kaynak istendiginde isin ne sen bul veya burun kivirarak paylasimlari artik asalim. Eger burada farkli seyler ogreniyorsam bunu kendi ulkemin insanlari icin kullanmak en dogal hakkimizdir Su an Turkiye'de olup baska sekilde yardim etmeyi tercih ederdim. Benim de elimden gelen bu kadar. Umarim birazcikta olsa faydasi olur.

13 Ekim 2011 Perşembe

Kime ne denir?

Evet soz verdigim yerden devam ediyorum. Nicin bu bolum ve avantajlari-dezavantajlari nedir?
Turkiye'de bildigim kadariyla sosyal hizmetler bolumu sadece Hacettepe Universitesi'nde var. Zaten cogu insan boyle bir bolumun varligindan haberi bile yok. Cunku bizde ne yazikki soyle bir yaklasim var; psikolog olmayanlar ve psikolog olanlar. Psikolog ve psikiyatrist arasindaki tartismalara hic girmeyecegim. Cunku ondan once bizim kendi icimizde devam eden bir kimlik karmasasi var. Daha meslek yasasi olmayan bir meslek grubundan bahsediyoruz. Evet durum boyleyken biz hala psikolog olmayanlari kendimizden saymayip yaptiklari isi hor goruyoruz. Tabiiki isin ucunu kaciranlar var. Kendisine neye dayanarak terapist diyen insanlar, psikoloji masteri yapip psikolog olan iletisim mezunlari ve bunun gibi ornekler. Mesleki ortamda kimlerle karsilasiyoruz? pedagoglar, cocuk gelisim uzmanlari, ozel egitimciler, sosyal hizmet uzmanlari, psikologlar, klinik psikologlar, psikoterapistler... Peki bu insanlari birbirinden ayiran sinirlar nelerdir? Bunun cevabini herkes kendi kafasina gore veriyor. Kime psikoterapist denir mesela? Terapist olmak icin illa da psikoloji mezunu mu olmak gerekir? Kocaman bir hayir ile cevabini veriyorum. Ama tabiiki de amasi var bunu destekleyecek programlar ne yazikki 1 veya 2 tane Turkiye'de. Ben Turkiye'den ayrildigimda oyleydi simdi ozel okullarda trend olan psikoloji bolumlerini bilemem.
Evet konuyu artik Amerika'daki duruma baglayabilirim. Yaptigim master programina katilanlarin cogunlugunu psikoloji ve sosyal hizmetler lisans egitimi almis insanlar olusturuyor. Bunun yaninda sosyologlar, iletisimciler, hatta isletme mezunlari bile var. Peki bu insanlar bu programdan mezun olunca ne olarak calisiyor: sosyal hizmetler uzmani(MSW). soyle bir ayrinti var okula basvururken lisansta almis oldugunuz sosyal bilimler ders kredisi 12 ve istatistik, biyoloji veya fizyoloji almis olmaniz gerekiyor veya bu dersleri tamamlayabilirsiniz ilk doneminizde. Ama program icerigi 1000 saat staji kapsiyor ve bu stajlar sizin sectiginiz degil bolumun sizi yerlestirdigi yerlerde oluyor. Ayrica supervizyon saatleriniz var.Bolumu clinical social worker olarak bitirmek istiyorsaniz staj saatleri ve alan dersleri artiyor. Bununla da kalmiyor oldugunuz eyaletin lisansini almak icin sinava hazirlanmaniz gerekiyor. Bunlarin hepsi en kisa 3 sene de bitiyor. Daha onceden belirttigim gibi meslege atildiginizda almaniz gereken senelik egitimler var. Is boyle olunca sosyal bilimlerden herkese kapilari acik oluyor ve kendinize rahatlikla terapist diyebilecek kriterlere  erisebiliyorsunuz. Peki simdi soruyorum hangi okul bu imkanlari ogrenciye sagliyor? Ben bir tane biliyorum ama 25.000 tl diye hatirliyorum programin ucretini.Onun da kapisinin herkesie acik oldugundan emin degilim.  Bu mudur yani bizi psikolog olanlar ve psikolog olmayanlar siniflandiran zihniyet? Terapist olmak icin illa da psikolog olmak gerekmiyor. Sen yeterli egitim imkanini sunarsan insanlara kimse birbirini meslekten men etmeye calismaz.Ama Turkiye sartlarinda bu noktaya gelmek ne kadar zamanimizi alir bilemiyorum.
Bu bolumun ne eksisi var dersek bir kere Amerika'da insanlara sosyal hizmet uzmaniyim derseniz cogunlukla cevap su oluyor: haa yani su cocuklari ailelerden ayiranlardansin!! Evet burada da anlayis cok sig bazi meslek gruplarinda. Sosyal hizmetlerde " child welfare"  sadece bir alanidir. Ama burada da meslek gruplarini yakistirilan etiketler var. Aslinda gittiginiz terapist bu ulkede klinik sosyal hizmet uzmani(Clinical Social Worker) olabilir. 
Sozun kisasi artik olaylara biraz daha genis acindan bakmayi kendimize ogretmemiz gerekiyor. Etik kurallar cercevesinde dogru etiketler altinda calismak istiyorsak daha arastirmaci ve elestirici olmamiz gerekiyor.